|
|
 |
|
HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
HALKIN HABERİ
İzmir'de sağanak yağış etkili oldu
Buca CHP... tarih 23.03.2009, 09:23 (UTC) | | İzmir'de akşam saatlerinde etkisini artıran yağış, su baskınlarına sebep oldu. Yollarda oluşan su birikintileri sürücülere zor anlar yaşattı. Bostanlı'da 200 promil alkollü bir sürücü yağışın da etkisiyle denize uçtu.
Kentte itfaiye ekiplerinin su tahliyesi çalışmaları sabaha kadar sürdü.
Kent genelinde bazı ev ve işyerlerinin bodrum katlarını su bastı.
İtfaiyeyi beklerken suyu kendi imkanlarıyla tahliye etmeye çalışan vatandaşlar, yetkililere tepki gösterdi.
Su baskını ihbarları daha çok Çamdibi, Çankaya, Bostanlı, Buca, Yeşilyurt, Konak, Çiğli, Narlıdere gibi semtlerden geldi.
Tıkanan rögar kapakları yüzünden yollar da göle dönüştü.
Araçlar ilerlemekte güçlük çekti, kent genelinde onlarca trafik kazası meydana geldi.
Denize uçtular...
Bu arada, Bostanlı semtinde direksiyon hakimiyetini kaybeden Atalay D. (44) aracıyla Bostanlı iskelesinden denize uçtu.
Çevredeki vatandaşlar tarafından aracından çıkartılan sürücünün yapılan alkol testinde 200 promil alkollü olduğu belirtildi.
Alsancak semtinde ise, sahil kenarından yürürken denize düşen Yasemin K. (19) isimli genç kız, olay yerine çağırılan deniz polisi tarafından kurtarılarak, ambulansla Alsancak Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı
| | |
|
Organları dört kişiye can verecek!
Buca CHP... tarih 23.03.2009, 09:21 (UTC) | | 25 yaşındaki İsmail Demir,sevgilisini vurduktan sonra intihar etmişti...
Kuyumcu imalathanesinde çalışan 25 yaşındaki İsmail Demir, geçen cumartesi akşamı Küçükçekmecede sokak ortasında, tartıştığı kız arkadaşı 22 yaşındaki Feyza Ustayı tabancayla başından vurduktan sonra, silahını kendi başına dayayıp tetiği çekti.
Ağır yaralanan Feyza Usta, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde üç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra önceki gün öldü. Feyza Ustanın cenazesi dün toprağa verildi.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan İsmail Demirin beyin ölümü de önceki gün gerçekleşti. Ailesi Demirin kalbi, karaciğeri, akciğeri ve böbreklerini bağışladı. Bağışlanan organlar İstanbulda çeşitli hastanelere gönderildi. İsmail Demirin kalbi, 4 yıldır kalp yetmezliği tedavisi gören Zafer Çetinkayaya (51) nakledildi. Demirin akciğeri, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir yıldır akciğer hastası olan kot kumlama işçisi Ayhan Akansele (24) nakledilecek. Karaciğer ve böbreklerinin nakledileceği kişilerse testler sonucunda belirlenecek.
| | |
|
Seçim yasakları yarın başlıyor
Buca CHP... tarih 23.03.2009, 09:12 (UTC) | | * Partiler bağışta bulunmayacak * El ilanlarında Türk bayrağı, dini ibareler kullanılmayacak * Seçim propagandasında makam araçları kullanılmayacak
Türkiye Genelinde 29 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimler için propaganda yasağı, yarın başlıyor. Bu tarihten itibaren açılış ve temel atma törenleri yapılamayacak. Seçim propagandasına dönük gezilerde makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalar kullanılamayacak.
YSKnın belirlediği seçim takvimine göre; ayrıca İl ve ilçe seçim kurullarınca gösterilenler dışında açık ve kapalı yerlerde toplu olarak propaganda yapılamayacak.
-PARTİLER HERHANGİ BİR HEDİYE DAĞITAMAYACAK-
Partiler ve adaylar, kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür ve el ilanları dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtamayacak ve dağıttıramayacak. El ilanı mahiyetindeki matbuaları dağıtacak kişilerin seçme yeterliliğine sahip olması gerekecek.
Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişiliklerinde memur ve hizmetli olarak çalışanlar ilan dağıtamayacak. Kamuya yararlı dernekler ve bunlarda görev alanlar, siyasi partilere veya adaylara her ne ad altında olursa olsun bağış ve yardımlarda bulunamayacak.
-SEÇİM PROPAGANDASINDA TÜRKÇE DIŞINDA DİL OLMAYACAK-
Seçim propagandalarında, Türkçeden başka dil ve yazı kullanılmayacak. Propaganda için kullanılan el ilanları ve diğer her türlü matbualar üzerinde, Türk Bayrağı, dini ibareler bulundurulmayacak. Cep telefonlarıyla belli bir merkezden yönlendirilmek suretiyle seçim propagandası yapılamayacak, yapılması halinde hukuki ve cezai açıdan ilgili imtiyaz şirketleri sorumlu olacak.
Postaya açıktan, ambalajsız olarak verilecek el ilanı, broşür gibi basılmış kağıtlar, belli bir adresi içermesi şartıyla sadece PTT kanalıyla oy verme gününden önceki gün saat 18.00e kadar dağıtılabilecek.
Seçim propagandasının başlayacağı yarından itibaren ayrıca 298 sayılı Kanun'un 62. maddesinde sayılı bütün daire, teşekkül ve müesseselerle Bankalar Kanununa tabi teşekküllere ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla, açılış ve temel atmaları da kapsayan törenler tertiplenemeyecek, nutuk söylenemeyecek, demeç verilemeyecek ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunulamayacak.
-MAKAM OTOMOBİLLERİ PROPAGANDADA KULLANILMAYACAK-
Başbakan ve bakanlarla, milletvekilleri, seçim propagandasıyla ilgili gezilerini makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamayacak. Seçim propaganda dönemi 28 Mart Cumartesi Saat 18.00'de bitecek. Seçim yasakları ise 29 Mart 2009 saat 24.00'te sona erecek. Seçim dönemi içerisinde, özel tanıtıcı programlar (Ulusa sesleniş, ve benzeri konuşmaları) banttan veya canlı olarak yayımlanamayacak.
| | |
|
Erdoğan üslubuyla siyaseti kirletiyor
Buca CHP... tarih 23.03.2009, 09:10 (UTC) | | Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adana'daki mitinginde yine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı. Bahçeli, Erdoğan'ın meydanlardaki üslubunu, küresel kriz karşısındaki tutumunu eleştirdi.
İktidar ve ana muhalefet parti liderlerinin İstanbul'u seçtiği 22 Mart Pazar günü Bahçeli, Adana'da halka hitap etti.
Seçimlerin tüm vatandaşlar tarafından önemsenmesi gerektiğini ifade edip hangi partiden olursa olsun mutlaka sandığa gidilmesini isteyen Bahçeli, "Ancak bu da yetmiyor, sandığa giderken, demokratik denetim hakkımızı kullanmak için, yöneticilere karşı bir uyarıda bulunmak için, millet iradesi olarak bir şeyi daha yapmalıyız. Ülkedeki geçmiş dönemdeki siyasi sosyal olayları gözden geçirerek, vaat edilmişlerin ne kadarının gerçekleştirildiğini, akıl süzgecinden geçirerek, vicdanımızın sesini dinleyerek oyumuzu kullanmalıyız" dedi.
AK Parti hükümetinin 6 yıl 4 aydan bu yana ülkeyi yönettiğini söyleyen Bahçeli, "AKP'nin bu yönetim döneminde başarılı oldukları alanlar mutlaka vardır, ama parti programında, seçim beyannamelerinde 100 günlük planlarında vaat edilenlerin birçoğunun yerine getirilmediği ve ülkemizin kötü bir yönetimle muhatap olduğu bir gerçek olarak karşımızda duruyor" diye konuştu.
Bahçeli, "Bugün AKP yönetimi ile Türkiye bir gerilim stratejisinde, cephelere, kamplara, çatışma ve kavga bir kaos ortamına sürüklenmek istenmektedir. Bunun bilerek yapıldığı kanaatinde olduğumu açıkça ifade ediyorum. Çünkü hiçbir siyasi partiye nasip olmayan bir sayısal çoğunlukla meclisteki AKP, milletvekili sayısı Anayasa değişikliğini yapmaya muktedirken, tek başına iktidar olma özelliğini taşımış bir siyasi parti bu necip milletimize ne vaat etmişse onun yerine getirilmesi için her türlü imkanı yakalamışken, bunları gerçekleştirmeyip, Türkiye'yi inanç temelinde ayrışmaya etnik temelde bölünmeye, mezhep temelinde dışlamaya devlet kurumları arasında ise sinsice bir gerginliğe sebebiyet verebilecek, hatalar üzerine hatalar işlemesinini izahını yapmak oldukça zordur" dedi.
"Başbakan siyaseti kirletti, çirkefleştirdi"
Konuşmasında TOKİ'yi de eleştiren Devlet Bahçeli, TOKİ'nin yaptığı binaların parça parça döküldüğünü, müteahhitlerin de parasını alamadığını savundu.
Bahçeli, "Ama TOKİ konut yapma aracıyla Başbakanlık'ta oluşturulmuş bir kurum olmakla da yetmiyor, bu seçim dönemlerinde sayın başbakanın açık hava toplantılarında kürsü yapma görevini üstleniyor" dedi.
Bahçeli, "İşte o gördüğünüz kırmızı halıları, arkadan kapılı girişleri hazırlayan, ev yapacak olan TOKİ kürsü yapıyor. Kırmızı halıya Sayın Başbakan çıkıyor, bir bu tarafa bir bu tarafa volta atıyor. Sol tarafa volta atarsa CHP'ye çarpıyor, sağ tarafa volta atarsa MHP'ye saldırıyor, Sayın Başbakan bunu yaparken gerçekleri konuşmuyor, iftira ediyor, hakaret ediyor, bazı davranışlarıyla herkesi küçümsüyor, dün çiftçiye 'al ananı git diyen' Başbakan, memurunu azarlayan Başbakan, birçok kurum arasında sinsice gerilim yaratan Başbakan, kürsüde konuşurken siyaseti kirlettiğinin farkında değil, siyaseti çirkefleştirdiğinin farkında değil, ya 'lan'lı ya 'be'li konuşuyor. Bir siyasi başkana, başbakana yakışmayan üslupla konuşuyor" dedi.
MHP'nin Başbakan'ın üslubuna kulak vermediğini ifade eden Bahçeli, "Ancak haksız yere yalan ve saldırgan bir üslupla MHP'ye saldırmaya başlarsa MHP olarak anında cevabını vereceğimizden kuşkusu olmasın" diye konuştu.
"MHP'ye dil uzatacağına 116 günde alacakaranlıkta nasıl Başbakan oldun anlat bakalım" diyen Bahçeli, Başbakan'ın yurtdışı gezilerinin Dışişleri Bakanlığı'nda kaydı olmadığını iddia etti.
Bahçeli, "Yurtdışına gidiyor, yanındaki gazetecilerle kayıdı yok. Dışişleri Bakanlığı'nda 'Şu kadar ülkeye gittim, milli menfaatleri sağladım ama bunun karşılığında da şu kadar para kazandım.' Anlat bakalım, senin aldığın yolluklarla Türkiye'de kaç kişi geçiniyor?" dedi.
Ekonomik kriz
Konuşmasında ekonomik krize de değinen MHP lideri Bahçeli, yoksulluğun iki şekilde kendisini gösterdiğini belirtti, "Teğet geçer hanedanlarının yanından, teğet yoksulların göğsünü delip geçiyor" diye konuştu.
"Türkiye'de 5 milyon 680 bin işsiz var. İş bulanlar da işten çıkarmalarla karşı karşıya, neredeyse 500 bin kişi işinden oldu. Böyle bir ortamda Türkiye'de işsizliği yok farz eden bir anlayışla hareket etmek doğru değil. ABD'de, Avrupa'da var diyerek, Türkiye'deki işsizliği görmemezlikten gelmeyin. Her ülkede olabilir, ama bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde sosyal patlamanın işaretidir" dedi.
Yoksulluğun da önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Açlık sınırının altında asgari ücretli milyonlarca insanımız bulunuyor. Memur, esnaf ve diğerleri, yoksulluk sınırının üstünde kaç kişi gelir temin ediyor. Emekli dul ve yetimin durumu görmemezlikten gelinecek seviyede midir? Bunlara bakıp, Türkiye'de çok ciddi bir sosyoekonomik krizin geldiğini artık görmemiz gerekiyor. Sayın Başbakan Ankara'da kriz dönemini yönetmiş değerli bürokratlar var. Onları da çağırın, ekonomik ve sosyal konseyi bir araya getirin. 1929 bunalımının izlerini taşıyan bu felaket için Türkiye'yi koruyucu tedbirleri alma zamanı gelmiştir. 'Hamdolsun bizde bir şey yok. Bazı siyasi partiler kriz yaratarak, felaket tellallığı yaparak toplumumuzu huzursuz kılıyorlar' gibi lüzumsuz saldırlara gerek yok. 'Bana teğet geçiyor' diyecek halin yok. Eğer bir yeri teğet geçiyorsa yandaşlarınınla hanedanlarının olduğu yerde teğet geçiyor, halkın ve yoksulun olduğu yerde kriz yürekleri delip geçiyor" dedi.
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Elazığ'da "57. Hükümet döneminde IMF'den 30 milyar dolar kredi aldılar ama açıklayamıyorlar" dediğini belirterek, 'Geçmişten bu yana devam eden stand-by anlaşmalarının 17'ncisini gerçekleştirerek kredi aldık, bununla Türkiye'deki banka, finans ve reel sektörünün sıkıntılarının aşılması için gerekli kaynak sağlandı ve 1999'dan 2002 yıllarında kadar alınan kredi miktarı 28,5 milyar dolar oldu" dedi.
Söz konusu kredinin bir kısmını 2003 yılında AK Parti hükümetinin kullandığını bildiren Devlet Bahçeli, "İki tane büyük krizin ve depremin gerçekleştiği bir ülkede birçok acı tedbirler alınırken, IMF'de 28,5 milyar dolar kredi alınmış, yarısını biz ödedik diyorsun. Madem borç ödeyecek haldesin de 2005 yılında IMF ile anlaşma yaparak 13 milyar dolar krediyi niçin aldın? Hani Türkiye toz pembeydi, huzur içerisindeydi. Sen gereksiz bir ortamdayken 13 milyar dolarlık IMF kredisini niçin aldığını söylemiyorsun da neden 57. hükümeti suçlamaya çalışıyorsun? Ya doğru konuşmuyorsun, ya bilgisizsin, ya da danışmanların yalan konuşarak seni halkın gözünden düşürmeye çalışıyor" dedi.
Bahçeli ayrıca, MHP'nin AKP'nin alternatifi olduğu savundu.
| | |
|
İzmir'de sağanak yağış etkili oldu
Buca CHP... tarih 23.03.2009, 09:07 (UTC) | | İzmir'de akşam saatlerinde etkisini artıran yağış, su baskınlarına sebep oldu. Yollarda oluşan su birikintileri sürücülere zor anlar yaşattı. Bostanlı'da 200 promil alkollü bir sürücü yağışın da etkisiyle denize uçtu.
Kentte itfaiye ekiplerinin su tahliyesi çalışmaları sabaha kadar sürdü.
Kent genelinde bazı ev ve işyerlerinin bodrum katlarını su bastı.
İtfaiyeyi beklerken suyu kendi imkanlarıyla tahliye etmeye çalışan vatandaşlar, yetkililere tepki gösterdi.
Su baskını ihbarları daha çok Çamdibi, Çankaya, Bostanlı, Buca, Yeşilyurt, Konak, Çiğli, Narlıdere gibi semtlerden geldi.
Tıkanan rögar kapakları yüzünden yollar da göle dönüştü.
Araçlar ilerlemekte güçlük çekti, kent genelinde onlarca trafik kazası meydana geldi.
Denize uçtular...
Bu arada, Bostanlı semtinde direksiyon hakimiyetini kaybeden Atalay D. (44) aracıyla Bostanlı iskelesinden denize uçtu.
Çevredeki vatandaşlar tarafından aracından çıkartılan sürücünün yapılan alkol testinde 200 promil alkollü olduğu belirtildi.
Alsancak semtinde ise, sahil kenarından yürürken denize düşen Yasemin K. (19) isimli genç kız, olay yerine çağırılan deniz polisi tarafından kurtarılarak, ambulansla Alsancak Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı
| | |
|
CHP İZMİR MİLLETVEKİLLERİ, SEÇİMDE BOYA KULLANILMASINI İSTİYOR
Buca CHP... tarih 19.03.2009, 20:16 (UTC) | | Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekilleri, Yerel Seçimlerde Oy Kullanan Vatandaşların Parmaklarının Boyanmasını İstedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir milletvekilleri, yerel seçimlerde oy kullanan vatandaşların parmaklarının boyanmasını istedi.
"İlkel bile olsa, sandık güvenliği için bunu istiyoruz." açıklamasını yapan milletvekilleri, sembolik olarak kendi parmaklarını boyadı. Vekiller, sonra da kurumadan boyayı çıkarmanın telaşına düştü.
CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile milletvekilleri Kemal Anadol, Selçuk Ayhan, Ahmet Ersin, Abdürrezzak Erten, Oğuz Oyan, Canan Arıtman ve Güldal Mumcu, Gündoğdu Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın katılımıyla 22 Mart Pazar günü aynı meydanda düzenlenecek mitinge önem veren parti kurmayları, İzmirlileri mitinge davet etti.
Bu seçimde boyanın tekrar kullanılması konusunu defalarca Meclis kürsüsüne götürdüklerini ve somut örnekler verdiklerini anlatan CHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Anadol, "İlkel ve artık terk edilmesi gerekli bile olsa seçim kütüklerinin güvenliği sağlanmadan boya usulünden vazgeçmemiz imkansız. Parmak boyamanın mutlaka uygulanması gerektiği kanısındayız." dedi.
Referandum, 2007 ve daha önceki seçimlerde nakil işleminin muhtarlar aracılığıyla yapıldığını vurgulayan Anadol, "Muhtar, nakil ilmuhaberi düzenlerdi. Bir seçmen, başka bir seçim bölgesine ikametgâhıyla giderdi. Muhtar, gerçeğe aykırı ilmuhaber düzenlerse hapse girerdi. Şimdi bu ortadan kalktı. Burada bulunan bir gazetecinin evinde beş kişi görünüyor, tanımadığı beş kişi. Bunu yazdıran kim? Nasıl geldi? Bir müeyyidesi de yok. İzmir'de binlerce insan var. Afyon'dan, Isparta'dan, Kütahya'dan mı, nereden geldiği belli değil. Bunlar bir defa oy kullanacak." şeklinde konuştu.
Seçimde boya kullanmanın çağdaş bir yöntem olmadığının altını çizen CHP İl Başkanı Nalbantoğlu da buna rağmen güvenlik açısından kullanılması gerektiğini söyledi.
"AK Parti iktidarı gölgesinde yapılan bir seçimde, seçim güvenilirliğinin en ön planda tutulması gereken unsur olduğuna düşünüyoruz. Hiç değilse diğer mekanizmaları da tamamlandıktan, gerek tasnif gerekse kayda geçme konusunda güvenlikler sağlandıktan sonra son kez bu seçimde boyanın kullanılmasını istiyoruz." diyen Nalbantoğlu, İzmir'de yaşamayan ve seçmen kütüklerinde hiç olmayan binlerce kişi olduğunu iddia etti.
30 sandıkta bekleyeceklerini ve bunları yakalayacaklarını kaydeden Nalbantoğlu, İzmir'de oturmayıp oy kullanmaya gelenleri tespit edip savcılığa götüreceklerini aktardı.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN MİTİNGİ TARTIŞMA KONUSU OLDU
CHP İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu, geçen hafta AK Parti'nin düzenlediği mitinge 150 bin kişinin katıldığı söylentisine ise alaycı yaklaştı. AK Parti'nin yaptırdığı anket hatırlatılan Nalbantoğlu, "Arkadaşların rakamlarla bir problemi olduğu kesinleşti. Bütün İzmir'in 20 bin dediği mitinge 150 bin, bütün İzmir'in yüzde 60'a yüzde 20 dediği sonuçlara yüzde 38'e yüzde 41 diyorlar. Rakam ve matematik problemi var ortada." diye konuştu.
Gerçek sonuçları almaya sadece 10 gün kaldığını hatırlatan Nalbantoğlu, başka bir ankette CHP İzmir Büyükşehir belediye başkan adayı Aziz Kocaoğlu'nun yüzde 60 oyla önde gittiğinin söylendiği yönündeki bir soruya da şöyle cevap verdi: "Söz konusu anketi görmedim. Nasıl yapıldıysa reel rakam diye düşünüyorum. Realist bir sonuç."
| | |
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
CHP BUCA GENÇLİK KOLU |
|
|
|
|
|
 |
|
SİTE YÖNETİCİSİ |
|
|
|
|
|
 |
|
CHP BUCA GENÇLİK KOLU BAŞKANI |
|
|
|
|
|
 |
|
TAKVİM |
|
|
| |